Friday, April 17, 2009

PUPPET THEATRE IN TURKISH




Bal Kadar Tatlı
Fatma ve Can sahneye çıkar ve kendilerini tanıtır:
Fatma : Merhaba arkadaşlar!Ben Can’ın sınıfındayım.Bizler Özel Balıkesir Fırat İlköğretim Okulunda öğrenciyiz.Sizlere Cennet ülkemizi anlatmaya çalışacağız.
Can: Saygıdeğer misafirlerimiz gösterimize hoş geldiniz. Önce sizlere kendimi tanıtayım .Beni sadece bir kukla olarak görmeyin.Ben ülkemizi Avrupa birliği projesinde 6 ülkeye tanıtmakla görevliyim.Projemizin adı Johnny’nin yedi arkadaşı. Türkiyemiz adına Johnny ‘nin arkadaşı benim.Böyle ağır bir görevde Fatma bana yardımcı olacak.
Johnny ile Portekiz’de buluştuk ve ben onu Türkiye’mize davet ettim.Şimdi huzurlarınıza Johnny ‘i davet ediyorum.


Sahne 1
Can ve Fatma : Johnny Ülkemize hoş geldin.
Johnny: Çok teşekkür ederim.Türkiye’de bulunmaktan ve sizin arkadaşınız olmaktan gurur duyuyorum.
Can: Ülkemizi ve milletimizi çok seveceğine inanıyorum.Sana farklı şehirleri ve ülkemize ait değerlerimizi yaşatmaya çalışacağız.
Johnny: Türk kültür ve geleneklerini çok merak ediyorum.
Can: Ben tam bir İstanbul aşığıyım. Avrupa’yı Asya’ya bağlayan boğazımıza sahip İstanbul’umuz ülkemizin kültür ve sanat merkezidir. Osmanlı mirasımız olan İstanbul evrensel hoşgörünün asırlardır yaşandığı şehrimizdir.Müslüman milletimiz ,Hristiyan ve Yahudi kardeşlerimizle aynı devlet çatısında 6 asır huzur ve hoşgörüyle yaşamışlardır.Camiler ,sinagoglar ve kiliseler farklı milletlere hizmet ederek dünya barışının mümkün olduğunu ispatlamıştır.Yaratılanı severiz Yaradan’dan ötürü.
Fatma : İstanbul’da eğitim ve dil çok üst seviyede öğretilir ve Türkiye genelinde İstanbul Türkçesi esas alınır.
Can: Camilerimiz İstanbul’a çok güzel bir manevi hava katar.Her biri tarihimize ışık olur ve gençlerimizi aydınlatır.Tarihi güzellikler olarak Ayasofya’yı ,Süleymaniye’yi ,Sultanahmet’i,Kapalı Çarşıyı ve Topkapı Sarayı’nı gösterebiliriz.
Miniatürk adı altında bir Açıkhava müzemiz vardır ve burada Türkiye’mizin bütün eserlerinin bir prototipi sergilenmektedir.
Fatma: Gezimizi uçakla yapacağız.Şimdi seninle Van şehrimize gidelim .
Sahne 2
Can:Sana Türkiye’mizin doğu bölgesinin Paris kadar güzel şehri olarak kabul edilen Van’ı tanıtalım sevgili Johnny.
Johnny : Çok özel kedileri olduğunu duymuştum.
Fatma : Van Kedisi göz renkleriyle çok özel bir kedidir.Bir gözü mavi ,diğer gözü ise yeşil.
Johnny :Çok şaşırdım.
Can : Ülkemiz insanı çok dost canlısıdır.Aile ilişkileri ,birlikte yaşama ,büyüklerimize saygı ve sevgi ülkemizin her bölgesinde çok güzel yaşanır fakat Van ‘da bu zirvededir.Gençler Aile büyüklerine saygıda kusur etmezler.
Fatma: Ailelerimiz de gençlerin her zaman yanındadır. Evlenirken maddi destek sağlar,iş sahibi olmada hem maddi yönden hem de manevi yönden hep yanındadır.
Johnny: Gerçekten çok etkilendim.Van gölü ve Akdamar adası ‘da Hristiyanlık için çok önemli değere sahiptir.
Can: Evet ,Van gölü en büyük gölümüzdür.Tam bir güzellikler dünyasıdır.Dağ silüetleri,adaları ,plajları,şelaleleri ve tarihi çağlara şahitlik eden merkezleriyle ülkemizi cennete çevirir.
Fatma: Akdamar adasında 10.yüzyıldan bir kilise vardır.İncilin eski ve yeni ahitlerinden örnekler taşır duvarlarında.
Johnny: Ülkeniz tam bir sergi sarayı.
Can: Ben 8 günde Ancak sekiz şehir gezebildim.81 sehrimizi düşünürsek en az 3 ayda gezimiz biter ama ülkemiz anlatmakla bitmez.

Sahne 3
Can: Ünlü halk filozofu Nasreddin Hoca fıkralarıyla her seviyeden insanının dilinden düşmez. Ben onu Noel Babaya benzetiyorum.Sana bir fıkrasını anlatayım.
Nasreddin Hoca ciğeri çok sevdiği için iki kilo ciğer alır.Ama eve gelince hanımı hocaya ciğeri kedinin yediğini ve kaçtığını söyler.
Buna hoca çok sinirlenir ve kediyi yakalayıp tartar .Kedi iki kilo gelir.
Hoca Hanımına derki: Kedi iki kilo,ciğer iki kilo . Eğer bu ciğerse kedim nerede ? Eğer bu kediyse ben ciğerimi istiyorum.
Johnny: Nasreddin Hoca esprili bir şahsiyetmiş hem de çok zekiymiş.
Fatma : Gezimize Ankara’yla devam edelim.
Sahne 4
Can : Ülkemizin başkenti güzel Ankara’mızı sana tanıtalım Sevgili Johnny. Ankara bizim başkentimizdir.Yurdumuzun kurucusu Atatürk’ün kabri buradadır.Türkiye Ankara’dan yönetilir.O kadar güzel bir şehirdir ki Ankara Avrupa şehirleriyle aynı standarttadır.
Fatma : Kocatepe camisi çok mükemmeldir ve stadyum kadar büyüktür.Ankara’da Muhteşem bir eser olmuştur.
Can: Burada sana sporlarımızdan bahsedeyim. Mesela cirit bizim ata sporumuzdur .At ile koşarak cirit fırlatılır.
Yağlı güreşlerimizde milletimize ait özel sporumuzdur.
Fatma: Ağaç yaşken eğilir diyerek gençlerimize sporu sevdiriyoruz.
Johnny: Yağları güreşte kullanmaları bana ilginç geldi.
Can : Ülkemiz özgürlük mücadelesini Ankara’dan yönetilerek sağlamıştır…

Sahne 5
Can: Sana bir nazar boncuğu hediye etmek istiyorum.
Johnny: Üzerinde göz var.
Can: Evet. İnsanların kem gözlerden koruduğuna inanırız.Ama aslında bu bir hikaye.Gerçek Koruyan Allahtır.
Johnny: Sırada hangi şehir var Can?
Can: Sırada Urfa şehrimiz var. Üç dinin babası Hz.İbrahimin şehri.Biz Urfa’ya Peygamberler Şehri diyoruz.Hz Eyup te bu şehirde yaşamış.
Hz.İbrahim’in ateşe atıldığı yer daha sonra Balıklı göle dönüşmüş.Bu bir mucize .O balıklar hala yaşıyorlar.Bu da korumaya çok güzel bir örnek.

Sahne 6
Can: Bu yaz gezdiğim Trabzonu ve Sümela manastırını gidelim hep beraber.Eminim seveceksin.
Johnny:Sümela Manastırı Trabzon ‘da çok yüksek bir yerde .İnternetten okumuştum.
Can: Bulutlardan daha yüksek. Kayaların içine bir yaşam merkezi kurmuşlar Kral Alexis halkı.
270 m yüksekliğinde.Kütüphane ,kilise,odalar,ve mutfağa sahip.
Johnny: İnanılmaz .
Can: ülkemiz birçok medeniyete ev sahipliği yapmış.Tarihimize ve doğal güzelliklerimize sahip çıkmak bizim görevimiz.
Fatma: Karadeniz bölgesi yeşil ile mavinin birleştiği süper bir yaşam yeridir. Çok zeki ve girişimci işadamlarımız meşhurdur.

Sahne 7
Can: Konyamızda Mevlana ve sufizmi gezmezsek olmaz.
Johnny: İlk defa duyuyorum.
Can : Ne olursan ol yine gel,der.Kapılarını tüm dünyaya açar.Gönlü çok zengindir.
Johnny: Mevlana yılını hatırlıyorum.
Can: insan kendini pişirmeli ,hatta Allah için tam olgunluğa ulaşmalı ,aynı meyve gibi ,der Mevlana.
Johnny: Aynı bir meyve gibi.
Fatma: Johnny bu projede çok şey öğreneceğiz.Diğer ülkeleri de çok merak ediyorum.


Sahne 8
Can : Son olarak sana geleneksel kukla tiyatromuz olan Hacivat ve Karagözden bahsedeceğim.Komik ve ders verici niteliğe sahip olan bu tiyatromuz ahlaki ve eğitici konuları esas alır.Güldürürken düşündürür.
Johnny: Bizim projemize çok benziyor.
Can: Gösteri müzikle yapılır. Türk kahvesi ve çayı ,misafirperverliği vurgulanır .Şakalarla eğlenceli hale dönüşür.
Johnny: Bu bilgiler için çok teşekkür ederim sevgili dostlarım.
Can: Bal tutan parmağını yalar.Yani Türkiye bal gibi tatlıdır.Kapımız sana hep açık Johnny.
Johnny: Çok teşekkürler Can ve Fatma .Bunları diğer arkadaşlarımla paylaşmak için sabırsızlanıyorum.
Can: Türkiye’den Jussike’ye, Giovanni’ye,Jonnah’a çok selam gönderiyoruz…
Fatma: Her zaman bekleriz.
Johnny: Türk misafirperverliğinizi çok beğendim.

No comments: